
Yezid Mevlâ’l-Münbais anlatıyor: “Zeyd İbnu Hâlid radıyallahu anh’ı işittim. Diyordu ki: “Resülullah aleyhissalâtu vesselâm’a altın veya gümüş buluntu hakkında sorulmuştu.Kesesini ve bağını belle, sonra onu bir yıl ilan et. (Sahibini) bilemezsen, onu harca. O yanında bir emânet olsun. Günün birinde arayanı gelecek olursa, ona ödersin buyurdu. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm’a kaybolmuş develerden soruldu.Kaybolan develerden sana ne? Onları (kendi hâline) bırak. Zira sahibi onu buluncaya kadar, ayağında çarığı, sırtında su tulumu vardır. Suya gider, ottan yer buyurdular. Bu sefer (kaybolmuş) davardan soruldu:Onları alın. Zira onlar ya senindir, ya (kaybeden) kardeşinindir, ya da kurdundur buyurdular.Buhârî, İlm 28, Şürb 12, Lukata 2, 3, 4,11, Talâk 22, Edeb 75; Müslim, Lukata 1, (1722); Muvatta, Akdiye 46, (2, 757); Ebu Dâvud, Lukata 1, (1704, 1705, 1706, 1707,1708); Tirmizî, Ahkâm 35, (1372, 1373).* * *HADİSLER (KÜTÜB-İ SİTTE)* * *





