
Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatuvesselâm bizi gazveye gönderdi. Biz üçyüz kişilik bir gruptuk, komutanımız da Ebu Ubeyde İbnu’l-Cerrâh radıyallahu anh idi. Kureyş’in kervanını takip ediyorduk. Azığımız da bir dağarcık içine konmuş hurmadan ibâretti. Başka birşeyimiz yoktu. Ebu Ubeyde bundan bize (önce avuç avuç veriyordu, sonra) tane tane vermeye başladı. Kendisine:Bununla nasıl idare ediyordunuz?” diye soruldu. Şu cevabı verdi:
Biz hurmayı adeta emiyorduk, bebeğin emmesi gibi. Sonra da üzerine su içiyorduk. Bu bize geceye kadar yetiyordu. Tükendiği zaman yokluk içinde kaldık. İki hafta sâhilde ikâmet ettik. Şiddetli açlık geçirdik. Öyle ki ağaç yaprakları yedik. Ordumuza yaprak ordusu dendi. (Bu esnada) deniz bize anber (balina) denen bir hayvan attı. Ebu Ubeyde radıyallahu anh buna önce, “meytedir (yani leştir, yenmesi haramdır)” dedi. Sonra da: “Hayır, meyte değildir, bizler Resulullah aleyhissalâtu vesselâm’ın elçileriyiz, Allah için buradayız, üstelik muzdar durumdayız” dedi.Ondan iki hafta boyu yedik. Yağından da süründük. Hattâ vücudumuz kendine geldi, eski halini aldı. Ebu Ubeyde, hayvanın kaburgalarından bir kemik alıp yere dikti. Sonra en boylu şahsı ve en boylu deveyi aradı. Adam deveye bindirildi ve kaburganın altından geçti. Hayvanın göz çukurunun içine tam dört kişi oturdu. Gözünden nice kulle yağ çıkardık. Etinden kendimize azık yaptık. Medine’ye gelince durumu Resülullah aleyhissalâtu vesselâm’a anlattık.Yine Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: Resülullah aleyhissalâtu vessselâm buyurdular ki: “Av ve çoban köpeği dışında köpek besleyenin ecrinden her gün iki kıratlık eksilme olur.” (Sâlim der ki: “Ebu Hüıeyre (bu hadisi rivâyet ederken): “… Veya ziraat köpeği ” derdi) çünkü o ziraat sahibi idi.Buhari, Sayd 6; Müslim, Müsâkât 50, (1574); Muvatta, İsti’zan 12, (2, 969); Tirmizi, Ahkâm 4, (1487); Nesâi, Sayd 12-14 (7, 187-188).





