(Peygamberimizin azadlısı) Ebü Râfi’ (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalatu vesselâm), Beni Mahzüm’dan bir adamı zekât toplamak üzere gönderdi. Adam bana: “Benimle sen de gel, zekâttan sana da bir pay düşsün” dedi. Kendisine “Hele Resülullah’a bir sorayım” cevabını verdim ve sordum. Efendimiz: “Bir kavmin âzadlısı o kavimden sayılır, bize sadaka helâl değildir” buyurdu.”Tirmizi, Zekât 25, (657); Ebü Dâvud, Zekât 29, (1650); Nesâi, Zekât 97, (5,107). Hadisin metni Ebü Dâvud ve Tirmizi’nin metnidir.İbnu’l-Esir der ki: “Bütün mezheplerce meşhur olan görüşe göre, Beni Hâşim ve Beni Muttalib’in âzadlılarına zekât haram değildir. Bu meselede Şâfi mezhebinde iki görüş mevcuttur: Birine göre, Beni Hâşim ve Beni Muttalib’e zekâtı haram kılan sebebin sona ermesi ve zekâta bedel pay aldıkları humus hissesinin ortadan kalkmış olmasından dolayı zekat haram olmaz.Diğerine göre, bu hadis sebebiyle haramdır.Ortadaki bu ihtilafın -yani sadaka Beni Hâşim ve Muttalib âzadlılarına haram değil diyen görüşle haram olduğunu söyleyen bu hadisin te’lifine gelince: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bu sözü, Ebü Râfi’e, tenzihen ve kendilerine benzemeye ve sünnetine uymaya teşviken söylemiş olmalıdır (gerçek mânada haram etmek ve kesin bir hükümle yasaklamak maksadıyla değil.)”