Cabir İbnu Semüre radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam beraberinde ailesi ve çocukları olduğu halde Harra’ya indi. Bir adam: “Bir devem kayboldu, onu bulacak olursan yakalayıver” dedi. adam onu buldu ama sahibini bulamadı. Deve hastalandı. Adamın karısı: “Onu kes (de mundar ölmesin)” dedi. Ama erkek kabul etmedi. Deve öldü. Kadın bu sefer: “Derisini soy da etini, yağını kadid yapalım (güneşte kurutalım) ve yiyelim” dedi.Adam: “Hele, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a bir soralım (da söylediklerini sonra yapalım!)” dedi. Ona gelip sordu. Aleyhissalatu vesselam:Seni ondan müstağni kılacak bir zenginliğin var mı? diye sordu. Adam: “Hayır! yok” dedi. Resulullah da:Öyleyse onu yiyin buyurdu. Ravi der ki: “Sonra devenin sahibi geldi. Durum kendisine anlatıldı.Deveyi kesmedin mi? dedi. Adam: “Senden utandım!” cevabında bulundu.”Ebu Davud, Et’ime 37, (3816).